25 Nisan 2017 Salı

Bir Annenin Feryadi (2017)

Bir Annenin Feryadı (2017)

Filmde, Fransa’ya gidip milli değerlerinden uzaklaşan ve din değiştiren bir adamın başından geçen ibret dolu olaylar anlatılıyor.

Attila Gökbörü'nün yazıp yönettiği Dram türündeki Bir Annenin Feryadı (2017) isimli yerli film 28 Nisan 2017 günü gösterime giriyor. 115 dakika süren filmin Görüntü yönetmenliğini Çetin Tunca yapıyor. Filmin müzikleri ise Erdinç Gökçay'a ait.
Raif Cilasun'un "Bir Annenin Feryadı" isimli kitabından sinemaya uyarlanan Bir Annenin Feryadı (2017)'nin kadrosunda Mertkan Arat (İhsan), Altan Akışık (Hacı Arif), Behice Maurer (Bedriye), Ayşegül Kaygusuz (Elif), Rüzgar Memişoğlu (Tahir), Kerem Gökçer, Banu Şahin, Büşra Vurat isimli oyuncular bulunuyor.

Bir Annenin Feryadı (2017) Konusu

İnşaat ustalığı yapan Tahir’in işi iyi gider ve müteahhit olur. Böylece Özütemiz ailesi 1970’li yıllarda Fatih semtini bırakıp zengin semti Şişli’ye taşınır. Artık sosyetik olan aile İstiklal Savaşı’nda gazi olan Hacı Arif Bey’in itirazlarına rağmen çocuklarını modern yetiştirmek ister. Oğulları İhsan politik olaylar yüzünden yurt dışına, tahsil için Fransa’ya gitmek zorunda kalır. Orada din değiştiren İhsan’ın başına ibretlik olaylar gelir. 👪
Bir Annenin Feryadı (2017), Altan Akışık, Mertkan Arat
Aşağıdaki metin http://biranneninferyadi.com/ sitesinden alıntıdır.
ATTILA GÖKBÖRÜ / Yönetmen Görüşü
Günümüz Türkiye’sinde 'Temaşa-Seyir sanatları' olması gereken eğitici-ahlakçı yapısını kaybetmiş, sinema filmleri, TV dizileri çok büyük ölçüde absürt komediler, ayakları yere basmayan dram-aşk hikâyeleriyle dolmuştur. Ayrıca son yıllarda sinema filmlerine eskiden olmayan yeni bir tür eklenmiştir. Şeytan-vampir-lanet hikâyeleri. Bu anlamsız, hiç bir faydalı yanı (kültürel ve ahlakî) olmayan seyirlikler bilhassa gençleri derinden etkilemekte, onların hedefsiz, gayesiz yetişmelerine sebep olmaktadır. Gençliğin çok büyük çoğunluğunda; aynı absürt komedi- dramlardaki karakterler gibi hedefsiz kişilikler oluşmaktadır. Din duyguları çok zayıflamış, buna bağlı olarak ahlak duyguları da olması gerektiği gibi gelişmemektedir. Bir kısım gençlik bu milletin değerleriyle yetişirken, diğer önemli bir kesim de şaşkın, avare ve aymazlık içindedir. Bu proje, toplumun ve gençliğin durumuna karşı duyulan endişeden ve itirazdan doğmuştur. Gençliği başı boşluktan, avarelikten vazgeçip, sorumlu davranmaya davet eden bir hikâyedir.

5 yorum:

  1. Ben bu tarz filmleri sevmiyorum. Çok yanlı olabiliyorlar. Dini kullanarak prim yapanları oluyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yönetmen görüşünde bahsedilen içi boş filmlerin varlığı yadsınamaz bir gerçek...
      Fragmanını izledim filmin, yan tutma durumu kesinlikle var. Fragmanı yanlış anlamadıysam, çocuk solcu ve olaylar yüzünden Fransa'ya gönderiliyor. Sonra Hristiyanlığı seçiyor. Dinden çıkıyor yani. Görünen o ki dinsizlikle solculuk ilişkilendirilmiş. Umarım yanılıyorumdur. Bir şekilde izleyebilirsem daha kesim görüşlerimi buraya yazabilirim.
      Teşekkür ediyorum :)

      Sil
  2. Zülal'ciğim, filmi izlemedim ama birebir yaşadığım bir olay var, yani dedikodu olmasın, isim filan vermeden söz edeceğim , tanıdığım bir kadıncağız var, yıllardır Fransa'da yaşıyormuş, küçük bir kasabasında, işte kocası iş için gitmiş o da onunla mecburen oraya yerleşmiş, çocukları da var, konuşunca baktım Fransa'da Yahova şahitleri, buna kancayı takmışlar, anladığım kadarıyla oradaki tüm yabancılara, özellikle de evliliğinde mutsuz, sorunları olan, iki farklı kültür arasında sıkışmış, sorunlarla boğuşanlara musallat oluyorlar. Üzülmüştüm ama bir şey de demedim, koca kadın, kendi aklı var değil mi? Kadıncağızı burada bile bulmuşlar, Bayağı çalışıyorlar demek ki, misyoner gibi. Sanırım çeşitli yardımlar da yapıyorlar..cazip oluyor...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tanık olmayınca bu tür detaylar insanın aklına gelmiyor. Filmde belki bu detaya dem vurmuslardir.
      Turkiye'de çalışmalar yapiyorlar. Bir keresinde Kucukyali'da sağlık ocağında sıra beklerken birisi elime broşürler tutusturmustu. Bol mutluluk fışkıran resimli broşürleri okumuş sonrada atmıştım.
      Herkes tek başına ölüyor. İlle de bu din baskısı niye anlamıyorum.

      Sil
    2. Tanık olmayınca bu tür detaylar insanın aklına gelmiyor. Filmde belki bu detaya dem vurmuslardir.
      Turkiye'de çalışmalar yapiyorlar. Bir keresinde Kucukyali'da sağlık ocağında sıra beklerken birisi elime broşürler tutusturmustu. Bol mutluluk fışkıran resimli broşürleri okumuş sonrada atmıştım.
      Herkes tek başına ölüyor. İlle de bu din baskısı niye anlamıyorum.

      Sil

Film Gündemi Copyright © 2019 Tüm Hakları Saklıdır...
Sayfa Başına Dön