SPOTLİGHT (2015)
Yönetmenliğini
Thomas McCarthy'in üstlendiği 2015 ABD yapımı Spotlight (2015) filmi yine
Thomas McCarthy ve Josh Singer tarafından kaleme alındı. Dram, Gerilim
türündeki 128 dakika süren film, zengin bir oyuncu kadrosuna sahip. Michael
Keaton, Mark Ruffalo, Rachel McAdams, Liev Schreiber, John Slattery, Brian
d'Arcy James, Stanley Tucci isimli oyuncular çekirdek kadroyu oluşturuyorlar.
29 Ocak 2016 günü vizyona giren film Türkiye genelinde çok az sinemada oynuyor.
Thomas McCarthy
Hakkında
Filmin
yönetmenliğini yapan Thomas McCarthy 49 yaşında bir Amerikalı. Aynı zamanda
eğitimli bir oyuncu ve senaryo yazarı. Filmogrofisini incelediğimde geçen yıl
ülkemizde sinemalarda gösterilen 'The Cobbler' filmini izlemiş olduğunu gördüm.
Spotlight, McCarthy'in izlediğim ikinci filmi. The Cobbler'i Adam Sandler'in
ışığı ile izlemiştim. Bu film ise gazetecilikle ilgili ve tamamen farklı bir
kulvarda.
Hayatın İçinden -
The Station Agent (2003)
Misafir - The
Visitor (2007)
Kazananlar Kulübü
- Win Win (2011)
Ayrıca Spotlight
(2015) filminin bu yıl En iyi Film, En İyi Orijinal Senaryo Akademi Ödülü ve En İyi Yönetmen
dalında Oscar'a aday olduğunu da hatırlatmak istiyorum. McCarthy en iyi
yönetmen Oscar’ını almak için The Revenant, The Big Shorty, Mad Max: Fury
Road ve Room filmlerinin yönetmenleri ile yarışacak.
Spotlight (2015)
Filminin Konusu:
1976 yılında
Boston'da bir karakolda, çocuk tacizi ile suçlanan rahip Geoghan, başsavcı
yardımcısının gözetiminde ve Başpiskopos Law'ın çocukların annesiyle anlaşması
sonucu olay mahkemeye yansıtılmadan serbest bırakılır.
2001 yılına
gelinen filmde Boston Globe gazetesinin başına Miami'den bir editör gelir.
Marty Baron ismindeki editörün dikkatini bir köşeyazısı çeker ve gazetenin
içinde bulunan spotlight ekibini konuyu incelemesi için görevlendirir. Konu,
rahip tarafından taciz edilen çocuklardır. Olayın araştırılmasındaki en büyük
problem belgelerin mühürlü olmasıdır. Spotlight ekibindeki gazeteciler olayı
farklı yönlerden araştırmaya başlarken, Aynı zamanda Yahudi olan Baron ise
mührün kaldırılması için mahkemeye başvurulmasını sağlar. Mahkemeye gitmek demek, Katolik
Kilisesi'ni dava etmek -hatta savaş açmak- anlamına gelmektedir. Kilit
konumdaki evraklar konusunda en çok yardım ise Ermeni bir avukat olan
Garabedian'dan gelecektir.
Spotlight (2015)
Filmini İzledim, Yorumu:
Boston Globe
gazetesi çok uzun süren bir araştırma sürecinden sonra 2002 yılında bir yazı
dizisi yayınlamış. Pulitzer Ödülü aldıkları bu yazı dizisinde, gazetenin
'Spotlight' ismi verilen ekibi bir çocuk tacizi olayını araştırmaya başlamış
fakat araştırdıkça olayın çok daha büyük boyutlarda olduğunu fark etmiş.
Aslında yanlışın Katolik Kilisesi ile ilgili bir sistem sorunu olduğunu
anlamışlar ve bunun üzerine gitmişler.
Filmin konu
merkezi hiç değişmiyor. Film, başından alıp sonuna kadar ana karakterlerin özel
hayatına çokta dokunmadan habere odaklanarak devam ediyor. Gazeteciler tanıklarla,
mağdurlarla görüşüyor, mahkemelerle uğraşıyor, arşive inip sayfa sayfa
araştırma yapıyorlar. Kütüphanelerin kapanış saatlerine kadar canla başla
çalışıyorlar. Yıl 2001, Google'a bakamıyorlar yani. Bir yanda da diğer
gazeteleri kolluyorlar ki yaptıkları haber daha değerli olsun.
Ekibe dâhil olan
gazetecilerin hepsi Katolik. Kimisi hala inancını koruyor, kiliseye gidiyor.
Kimi uzaklaşmış. Ama rahiplerin yaptıklarını açığa çıkarttıkça hepsi de olaydan
etkileniyor. Etik olanı yapmak, gerçekleri ortaya çıkarmak ve halka duyurmak
için geri adım atmadan çalışıyorlar. Kilisenin her yerde adamları var ve bir
iki sahnede bizzat olayla uğraşmamaları gerektiği, Boston şehrinde yaşayanların
inançları açısından iyi olmayacağı hususunu vurgulayarak tehditler yapılıyor.
İşte bu noktada Katolik Kilisesinin kodamanlarının daha sert çıkışlar
yapacağını, gazeteye ve gazetecilere saldırı olacağını düşünüyorsunuz.
Tanıkları susturmak için işler çevrileceğini ve tehlikeli boyutlara
tırmanacağını düşünüyorsunuz. Ama bu türlü bir yaptırım, bir şiddet
gerçekleşmiyor.
Filmi izlerken
gerçek bir olayın gelişmelerini izliyorsunuz. Beni merakta bırakan tek olay
gazetenin içinde bir köstebek olabileceği idi. Filmin sonunda şaşırtıcı gelen
bir cevapla karşılaştım. Final sahnesinde ise bu şaşırtan kişiliğin neler
düşünüyor olabileceği aklımı kurcalamadı değil. Gerçekten yaşanmış bir olay
olduğunu düşününce... Acı geldi.
Spotlight 2015
filminde en sevdiğim karaktere gelince; bu zat Ermeni avukat Garabedian.
Garabedian karakterini sevdiğim oyunculardan olan Stanley Tucci canlandırmış.
Olayın çözülmesinde kilit rol oynayan Tucci; temkinli, zeki, akıllı, insancıl,
işi başından aşkın avukat rolünü başarıyla canlandırmış.
70'li yıllarda
başlayan ve 2000'li yıllara kadar devam eden, Katolik dünyasını sarsan
skandalla ilgili (haber Pulitzer ödülü almış) yapılan haber hakkında o
yıllarda hiç bir şey duymamış olmak beni biraz şaşırttı. Ancak geçte olsa bilgi
sahibi olmak açısından verimli bulduğum Spotlight filmini izlediğim için
kendimi şanslı sayıyorum.
Devamını Oku »