Sigarayı Bırakmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sigarayı Bırakmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Haziran 2015 Pazar

Sigara ve Ölümcül Korku

SİGARA BIRAKMANIN VERDİĞİ ÖLÜMCÜL KORKU

Sigara konulu birinci yazımda sigarayı nasıl bıraktığımı, günbegün neler yaşadığımı anlatmıştım. Okuyacağınız bu yazı ilki ile doğrudan ilişkili bir devam yazısı. Onu terk ettikten sonra nefes alamadığım rüyalar görüp -ki sigara başrolde idi bu rüyalarda- uyanınca da yaşıyorum diye sevinmiştim. Bu rüyaları takip eden günlerde gazetede okuduğum bir makale işin iç yüzünü ortaya çıkardı. Bilinçaltımın normal tepkiler (ya da alışılagelmiş) verdiğini öğrenmek beni rahatlattı. Hemen alt satırda bahsi geçen yazıyı paylaşıyorum.
İlk sigara yazıma ulaşmak için <<Sigara ve Ölüm Fikrinin Güncesi>>  başlığına tıklayabilirsiniz.

Sigara İçen Tiryakiye Öğütler:

<<Sigara içmek ağrılı ve yavaş bir ölüme neden olabilir!>> Sigara içenlere sigara paketlerine her bakışlarında gördükleri bir mesajdır bu. Yine de bu mesajın etkisi zayıf kalıyor. Avrupa komisyonunun sürdürdüğü geniş bir soruşturmaya göre, konuşulan sigara içicilerinin yüzde 68'i sigara karşıtı kampanyaların kendilerine bırakma isteği vermediği kanısındalar. 
Bilinçaltı mı? Düpedüz çılgınlık mı? 
Gerçekte, sigara içen iki ölümcül korku arasında sıkışmıştır: Kanserden ölüm korkusuyla, sigara bırakmanın verdiği ölümcül korku. İkincisi ani ve somut olduğu için ilkinden daha güçlüdür. Tiryaki sigarasını yaşamsal hisseder. "Bırak" sözcüğü bir cezadır, bir "ölüm hükmüdür". Bırakmak, büyük güçlükle oluşturulmuş bir kimliği yitirmektir. (Bu paragraf benim durumumu oldukça iyi tarif etmiş)
Bir değişimi nasıl yürürlüğe sokmalı?
Yetkililere göre hiç sigara içmemiş gibi olunmaz ama eski tiryaki olunur. Çok daha iyidir de bu: Sigara deneyiminden vazgeçmek arşivleri yeniden düzenlemek gibidir. Kendini yadsımak değildir, ama kimliği oluşturan öğeleri yeniden örgütlemektir. İnsanın söktüğü her parçayı kullandığı ağır ağır bir "yapıyı bozma-yeniden yapılanma" çalışmasıdır... "Sigaranın yerine ne koymalıyım?" sorusuna uzmanların yanıtı şöyle: "Kendinizden biraz bir şey". 
Sigara İçmek Bir Dildir:
Tiryakinin jestleri öfkeli, alaycı, düşünceli, erotik, sinirli, olabilir... "Sigaramın dumanıyla zarif kıvrımlar yapmaya bayılıyorum" diyor 44 yaşında öğretmenlik yapan kadın, "Sigara bir aksesuar olmaktan öte bir şeyi temsil ediyor. Tıpkı uzun saçlarım gibi, görünümümün bir parçasını oluşturuyor." Sigara içmek belki de ergenlikten bu yana sabırla dövüle dövüle biçimlendirilmiş bir kimliğe denk geliyor. Kendi olmak için içiyor insan. Giderek gençlik çağında kendini tütünsüz imgelemek güçleşiyor, çünkü kendini onun yardımıyla yapılandırmış oluyor. 



Sigara Bir Dosttur:
"İçten bir dost gibi, sigara hep güzel anları paylaşmaya hazırdı benim için ya da bana birazcık avuntu sunardı..." diye anıyor 51 yaşındaki bir yönetici sekreteri. Can sıkıntısı, kararsızlık, stres, bunalım... Sigara hepsine yanıttır. Yoksunlukları gidermeye yarar sayısız duruma karşılık verir. Tiryaki için etrafında bir çeşit değişmez, güven veren ayinle ilgili kurulan bir tür "emzik" görevi görür, ya da bir tılsım... (Vallahi çok haklı güzel bir şey olduğunda bunu tamamlayacak şeyin sigara olduğunu hâlâ zaman zaman düşünürüm)
Sigara Soluklanmadır:
Çok yoğun bir çalışma programı içinde insan kendine tek soluklanma aracı olarak sigarayı görür. Paradoks olarak sigara içici bol bol nefes alıp veren biridir. Tütün severliğin oral yanından, emzirmeye benzeyen bu içe çekişten çokça söz edilir ama soluk alıp verme unutulur. Oysa organizmanın yaşamı sürdürmedeki temel sistemi aracılığıyla zehir emerek görülmemiş bir şiddet uygular insan kendine. 
Duygulara Saygılı Olmak:
Sigara üstüne sigara tüttürmekle, tiryaki öfkesini ve diğer rahatsız edici duygularını törpüler. Gerçekte duygusuna "Sus sen, seninle uğraşacak vaktim yok" demektedir. İyi yaptığına inanır, ama benliğinin alarm halinde olan ve çözümler üretebilecek farklı bölümleri arasındaki iletişimi kesmektedir. Daha fazlası, sigaraya sanki sihirliymiş gibi bir güç yüklemektedir: "Benim sakinleşmeme yardım ediyorsun, öyleyse güçlüsün". Bunun doğal sonucunda, gitgide kendini daha güçsüz hisseder. Sigarayı bırakmak, iç diyaloğu yeniden kurmaya ve dümeni yeniden ele almaya izin verir. 
Daha Çok Varlık Gösterebilmek:
Sigara olumlu duygular üzerinde zararlı bir yolda etkidir. Yaşam ona güldüğünde sistematik olarak bir sigara yakmak, tiryakinin onsuz bir mutluluğun tam olamayacağına inanmasına yol açar. Bu asalak arkadaşı sırtından atmakla, insan gerçekte dünyadaki varlığını güçlendirir. Bir gülümsemeyi, bir manzarayı, bir kokuyu dolu hisseder. Sigaranın bırakılmasıyla, ergenliğinin bir bölümünü terk edebilir insan; külhanbeylik, inkârcılık... Kendine ihanet için değil, kendi kendisiyle daha çok ilgilenerek, daha sorumlu olarak büyümek için. Sigarayı bırakmak araçtan başka bir şey değildir, bir ilk adımdır. Başka projeleri başarmak için gereken enerjiyi sağlar.  Türkçeye Çeviren: Emre Çağatay 
Evet dostlar, sigarayı bırakmak konusunda olan bu yazıyı gözümün önünde durması için ve kaybetmemek adına bloğumda yayınladım. Aynı zamanda yolu buraya düşüp faydalı bir şeyler okuyayım açlığı yaşayan okurlar için paylaştım. Yazı nedeniyle Google amca bana kızmaz umarım. Sonuçta yüzde yüz haberseyri üretimi değil...
Sigarayı bırakmak konusundaki tek şikâyetim iştahın açılması ve vücudun kilo almaya yatkın hale gelmesidir. Tam 8 sezon oynayan ve senaryo danışmanlığını doktorların yaptığı bir dizi vardı. İsmi House M.D. idi. Bilenler bilir bu doktorun şanını. Dr. House, dizinin bir bölümünde, kilo vermeyi başaramayan hastasına yemeklerden sonra bir sigara içmesini tavsiye etmişti. Sonra da şaşakalan hastasını öylece bırakıp çıkmıştı odadan...
Sağlık en büyük hazinemiz, kendinize iyi bakınız...
Devamını Oku »

11 Haziran 2015 Perşembe

Sigara ve Ölüm

SİGARA ve ÖLÜM FİKRİNİN GÜNCESİ

Yıllar önce sigarayı bırakma konusunda zaman zaman teşebbüslerim olmuştu. 2007 yılında ki denemem bana sigara ve ölüm fikrinin güncesi yazısını yazdırması açısından önemlidir. Yazmış sonra da bir kaç sitede yayınlamıştım. Şimdi yazıma sahip çıkıp kendi blogumda yayınlıyorum. Sigara gibi kötü bir alışkanlığın zararları konusunda değildir bu yazı, sadece çok basit olarak zihnime oynadığı oyundan bahsedeceğim. Bu öyle bir oyun ki rastlantı sonucu o gazeteyi ve o yazıyı okumasaydım <<iyi saatte olsunlara>> yorumlayacaktım sigarayı bırakmak ile ilgili  korkutucu kabuslarımı.
Yazım iki bölümden oluşuyor. İşte İlk bölüm:

Sigara ve Ölüm Fikrinin Güncesi 1

Sene 2007, günlerden 31 Temmuz ve saat 16.00 suları. Balkondayım, telefonda arkadaşımla konuşuyorum. Bir elimde telefon bir elimde sigara var. Sigara hakkında laflıyoruz. Konuşma öyle bir noktaya geldi ki sonunda ben ‘Aman’ dedim ‘zaten bırakmayı düşünüyordum.’ Peşinden de ekledim;  ‘Şu andan itibaren de içmiyorum. Arkadaşım daha bir iki ay öncesine kadar sigarayı elinden bırakmayan biriydi. Artık aktif içici değil ve bu konudaki tecrübesine dayanarak bendenize destek ve taktik veriyor.


15 dakika sonrasıydı, bakkaldan sigara alırken yakaladım kendimi! Amacım elimdeki parayı bozdurmaktı. Bakkalın uzattığı paketi elime alır almaz aklıma sigarayı bırakmış olduğum geldi. Paketi iade ettim, yerine sigara kadar zararlı sayılabilecek abur cuburlardan alarak paramı bozdurdum ve mekânı terk ettim. 
31 Temmuz 2007 vakit gece yarısı; sigarayla vedalaşmam gerekli, böyle aniden ayrılmak olmaz. Veda törenim iki sigara içimi sürdü. Birini içip birini atmak olmazdı. Milli servet ve de Tekel işçilerinin alın teri var bu nimetlerde! Ertesi gün yani 1 Ağustos günü sevdiğim insanlarla birlikte olacağım. Sigarayı bırakmak için mutlu ortamların ideal olduğunu duymuştum. 




01.08.2007 gece yarısı; en zoru bu geceyi atlatmaktı. Uyumadan hemen önce balkonda, gecenin serinliğinde bir sigara içmek hakikaten keyif verici oluyordu. Neden böyle bir keyiften vazgeçer ki insan? Neyse efendim sigara içmemeyi başararak başımı yastığa koydum, uyudum. Saat 01.00 de uyandım, kendimi dinledim; yaşadığıma hayret edip evin içinde bir tur attıktan sonra tekrar yattım. Saat 03.00 sularında nefes almakta zorlanarak tekrar uyandım; ‘Allah’ım nefes alıyorum, yaşıyorum!’ Şükür edip tekrar uyudum. Saat 05.00 oldu. Kuş gibiyim; hafif. Bu saatten sonra artık uyunmaz... 
02.08.2007 gününün gecesi de aynı şekilde geçti. 
03.08.2007 Sakız çiğnemek, çekirdek yemekten dolayı çenem ağrılar içinde. Midem bir garip! Ev dışında zaman geçirmeye çalışıyorum. Balkon artık yasak bölge oldu. 

05.08.2007 Gece yaklaşıyor. Bir telefon konuşması gerçekleştiriyorum. Süper kupa tartışmasına girdik. Arkadaşım, Beşiktaşlı Cisse'nin aslında o ünlü Cisse olmadığını söyledi benim tersime giderek. Bunu bilmeyişimin hıncını ters davranarak ondan çıkardım. Sonuç olarak dünden beri aramız limoni. Sigarayı taze bırakmış birisiyle dalga geçerken dikkat edilmeli, asla damarına basılmamalı!


Beşiktaşlı Papice Cisse
Djibril Cisse
06.08.2007 Dünkü Cumhuriyet'in Pazar ekini okumamıştım. Bugün oğlumu parka götürürken yanıma aldım. <<Salıncakta>> oturup gazetenin ekine göz attım. Niye banka ya da çimenlere değil salıncağa oturuyor diye akıllara bir soru gelebilir, gelsin yanıtlamayacağım. Sigarayı bıraktım, sinirli olma ve karşımdakini sinir etme hakkım var (anayasal bir hak olmamakla birlikte...) 
Efendim gazetenin <<Pazar>> isimli pazar ekinde yazılanlara geleyim. Gece nefessiz kalıp uyanmama neden olan << şeyi >> açıklamışlar bu yazıda...
Devamını Oku »
Film Gündemi Copyright © 2019 Tüm Hakları Saklıdır...
Sayfa Başına Dön